30 Nisan 2009 Perşembe

ETNOGRAFYA MÜZESİ - ANKARA

etnografya müzesi - ankara 

Ankara Etnografya Müzesi Kurtuluş Savaşında Cuma namazlarının kılındığı eski adı Namazgâh Tepesi olan yerde kuruldu. 

Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, eski mesai arkadaşı Budapeşte Etnografya Müzesi şeflerinden Türkolog J. Meszaroş’un müzenin kuruluşu konusundaki görüşleri sorularak, kendisine hizmet teklif edildiği, Prof. Meszaroş’un bakanlığa sunduğu 29 Kasım 1924 tarihli raporundan anlaşılmaktadır. Böylece Halk Müzesi'nin kurulmasına hazırlık yapılmak üzere, 1924’te İstanbul’da Prof. Celal Esad (Arseven) başkanlığında, daha sonra 1925 yılında İstanbul Müzeler Müdürü Halil Erdem başkanlığında, eser toplamak ve satın almak üzere özel bir komisyon kurulmuştur. Satın alınan 1250 adet eser, 1927 yılında inşası tamamlanan müzede teşhir edilmiştir. Müze Müdürlüğü'ne de Hamit Zübeyr Koşay atanmıştır.

15 Nisan 1928 yılında müzeyi ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) müze hakkında bilgi aldıktan sonra, Afgan Kralı Amanullah Han’ın Türkiye’yi ziyaretleri nedeniyle, müzenin açılmasına emir buyurmuşlardır. Müze 18.7.1930’da halka açılmış ve 1938 Kasım ayında Müzenin iç avlusu, geçici kabir olarak ayrılıncaya kadar açık kalmıştır. Atatürk'ün naaşı 1953'de Anıtkabir'e nakline değin burada kalmıştır. Bu kısım halen Atatürk’ün anısına hürmeten sembolik bir kabir şeklinde korunmaktadır, üzerinde beyaz mermere yazılmış şu kitabe bulunmaktadır. “Burası 10.11.1938'de sonsuzluğa ulaşan Atatürk’ün 21.11.1938 den 10.11.1953 e kadar yattığı yerdir.” 

6-14.11.1956 tarihinde Uluslararası Müzeler Haftası nedeniyle gerekli değişiklikler yapılarak, tekrar halkın ziyaretine açılmıştır.

28 Nisan 2009 Salı

ÇOCUK SAĞLIĞI - AŞI

çocuk sağlığı - aşı - 1988
AŞI NEDİR?
İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma kudretlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin etkisinin ortadan kaldırılarak sağlam kişilere verilmesi için geliştirilen biyolojik maddelere aşı denilmektedir. Aşı, kişileri hastalıklardan ve hastalıkların kötü sonuçlarından koruyabilmesi için, sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanmaktadır.
Aşılar ölü veya zayıflatılmış mikroorganizma içeren (bakteri veya virüs) ve enfeksiyon hastalıklarının tedavi ve korumasında kullanılan biyolojik ürünlerdir. Aşıların etki mekanizması doğal hastalığa benzerdir; her ikisi de bağışıklık sistemini uyarır ve vücuda girmiş olan mikrobu tanır ve hafıza oluşturur. Daha sonra aynı mikrop vücuda yeniden girdiğinde bağışıklık sistemi onu tanır ve hastalık yapmasına fırsat vermeden yok eder. Hastalığı geçirme ve aşılanma arasındaki en önemli fark aşılanma ile hastalığı geçirmemektir.
Oluşan antikorlar vücutta uzun süre kalırlar ve bu süre içinde aynı mikrop vücuda tekrar girerse ,bu mikrobun hastalık oluşturmasına fırsat vermeden ortadan kaldırılmasını sağlarlar. Herhangi bir aşının koruyucu etki gösterebilmesi için uygun yaşlarda ve uygun aralıklarla yapılması şarttır. Zira aşıların çocuklara hastalıklara yakalanma riskinin en yüksek olduğu dönemlerden önce yapılması gerekmektedir.
Başlıca aşı tipleri şunlardır; 
Canlı aşılar: Aşı içerisindeki mikroorganizma canlı olmakla birlikte vücut için tamamen zararsız hale getirilmiştir. Verem, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşıları buna örnektir.
Ölü aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürülmüştür. Ancak vücudu uyararak antikor dediğimiz koruyucu maddelerin yapılmasını sağlayacak özellikleri korunmuştur. Boğmaca aşısı buna örnektir.
Subünit aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürüldükten sonra parçalanarak,bu parçalardan vücudu uyararak koruyucu antikorların yapılmasını sağlayacak parçaları aşı yapımında kullanılmaktadır. Örnek olarak Hepatit B ve Grip aşıları verilebilir.
Toksoid aşıları: Bu tür aşılarda mikroorganizmaların kendileri kullanılmaz. Bazılarının ürettiği zehirler çeşitli kimyasal maddelerle işlenir ve hastalık yapıcı etkileri yok edilerek aşı yapımında kullanılır. Tetanoz ve difteri aşıları bu tip aşılardır.

21 Nisan 2009 Salı

TÜRKSAT

Türksat (Türk haberleşme uyduları sistemi) - 1994 
Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.
Türkiye'nin tek uydu operatörüdür. 200 civarında TV, radyo, data yayını vardır. Şirket; TV ve Radyo yayıncılığı, Kablo TV hizmeti, Internet bağlantısı, Veri transferi, VoIP gibi hizmetleri sunmaktadır.
Uydular; Türkiye'nin ilk uydusu Turksat 1A, 24 Ocak 1994'de fırlatılmış ve kalkışından 12 dakika sonra infilak etmiştir. Türksat 1B uydusu da aynı yıl içinde gönderilmiştir. 
Şirketin üçüncü uydusu Türksat 1C, 1996 yılında hizmete alınmıştır. 
Türksat 2A (Eurasiasat 1) uydusu ise 10 Ocak 2001'de fırlatılmıştır. Türksat 1C ile aynı konumdadır.
Turksat 3A uydusu, 13 Haziran 2008 saat 01:05'de Türksat A.Ş. ile Fransız iletişim sirketi Thales Alenia Space arasında imzalanan sözleşmeye bağlı olarak Fransız Guyanası'ından fırlatılmıştır.
2005 Temmuz ayı itibari ile Telekomdan KabloTV' yi devir almıştır. Kendi müşteri hizmetleri takip otomasyon yazılımlarını kendi bünyesindeki yazılımcı kadrosu ile kısa bir sürede gerçekleştirmesiyle birçok kamu kurumuna örnek teşkil etmektedir.
Türksat 1B (31.3° Doğu)
Türksat 1C (31.3° Doğu)
Türksat 2A (Eurasiasat 1) (42.0° Doğu)
Türksat 3A (42.0° Doğu)
Türksat 4A (42.0° Doğu - 2011'de fırlatılacak)
Türksat 5A (TUSAT 1) (42.0° Doğu - 2014'te fırlatılacak)

17 Nisan 2009 Cuma

NURULLAH BERK

nurullah berk - portre - 1990

Nurullah Berk (d. 22 Mart 1906, İstanbul - ö. 9 Ocak 1982, İstanbul)
Türk ressam. Türkiye’ de geometrik-figüratif yapımcılığın (konstruktivizim) ilk temsilcilerinden biridir. Eserlerinde kübizm etkilenmeleri de mevcuttur.
Eğitimi: Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi' nde İbrahim Çallı ve Hikmet Onat' ın öğrencisi oldu. 1924' te Fransa'ya gitti ve Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda Ernest Laurent' la çalıştı. 1928' de öğrenimini tamamlayarak Türkiye' ye döndü ve bir grup arkadaşıyla “Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birligi" nin kuruculan arasında yer aldı.
D Grubu1933'te Türkiye'ye döndü ve aynı yıl Abidin Dino, Elif Naci, Zeki Faik İzer, Cemal Tollu ve Zühtü Mürüdoğlu ile birlikte "Türkiye'ye egemen izlenimci tutuma karşı, biçim olarak Batı’ daki çağdaş akımlara paralel kübist ve yapımcı teknik” şeklinde tarif edilen yeni bir anlayışın öncülüğünü yaptı. Berk’in önerisiyle bu grup “D Grubu” ismini aldı.
En tanınmış eserleri: İskambil Kağıtlı Natürmort, Ütü Yapan Kadın, Gömlekçi,Odalık, Dikenler, Kuşlar'dır.
Kazandığı ödüller: Yurtiçi ve yurtdışında birçok sergi açan Berk, 1947'de Ahmet Çanaklı Ödülünü, 1966'da 28. Devlet Resim ve Heykel Sergisi birincilik odülünü ve 1975'te DYO Ödülü Resim Yanşmasını kazandı. Berk'in son 15 yıllık çabası ise "Dogu ile Batı esprilerini kaynaştırmak, geleneksel sanat biçimlerini Bah anlaşıyla bağdaştırmak" biçiminde yorumlandı. 1953'te Suut Kemal Yetkin'le birlikte UNESCO'ya baglı Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Birligi'nin Türkiye ulusal komitesini kuran Berk'in sanat tarihi, resim ve heykel sanatı konulu çok sayıda yayınlanmış yapıtı vardır.

16 Nisan 2009 Perşembe

TÜRKİYE İSTATİSTİK GÜNÜ

Türkiye istatistik günü - 1991

Ana hedefi 21. yüzyıla "Çağdaş Türk İstatistik Sistemi"ni kurarak girmek olan Devlet İstatistik Enstitüsü, ülkemizin ekonomi, toplum ve kültür konularında ihtiyaç duyulan bilgilerini, bilgi ve iletişim çağının gerekli kıldığı hızda, uluslararası düzeyde üretirken, bu görevin önemi ve büyüklüğü nedeniyle "9 MAYIS" günü "TÜRKİYE İSTATİSTİK GÜNÜ" olarak ilan edilmiştir.