30 Aralık 2008 Salı

İNCİR - FIG

incir - fig - 1973

İncir (Ficus carica), anavatanı doğu Akdeniz ve güneybatı Asya (Türkiye'den Afganistan'a kadar) olan, ağaç ya da ağaççık nitelikli bir bitki türü ve bu türün meyvesidir.
İncir, dutgiller (Moraceae) familyasına dahil olan incir (Ficus) cinsinin içerdiği yaklaşık 800 kadar tür içinde ticari öneme sahip meyve veren tek bitkidir. İncir bitkisinin çiçeklerinde tozlaşma olayı mazı böcekleriyle gerçekleşir. Bu olaya "Kaprifikasyon" denir.
Meyvelerinin besin değeri yüksektir. Meyvaların bileşimini %30-40 şeker, A,B,C vitaminleri oluşturmaktadır. Meyvalarından hazırlanan infusyon özellikle çocuklarda kullanılabilen bir müshildir. Yapraklarındaki süt, "incir sütü" olarak bilinir ve halk arasında siğillere karşı kullanılır. Türün taze yaprakları ise, lapa halinde yaralara karşı tedavide halk ilacı olarak kullanılagelmiştir.
İncirin Dünya'daki en büyük üreticisi Türkiye'dir. Başlıca dış satım ürünümüzdür. Ege bölgesinde tarımda ön planda yer alır. Türkiye'de en fazla Aydın yöresinde yetiştirilir.
yazılar için kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ncir

22 Aralık 2008 Pazartesi

ŞARKICI MUKALLİT

şarkıcı mukallit - hippolais poligiotta - 2004

Şarkıcı Mukallit
Kısa kanatlı sarı mukallit (Hippolais polyglotta), ötleğengiller (Sylviidae) familyasından Hippolais cinsine ait bir kuş türü.
Özellikler;
Orta büyüklükte, yaklaşık 12-13 cm kadardırlar ve doğu karşı taraftaki sarı mukallite benzerler. Erişkinin, açık kahverengi bir arkası ve kanatları vardır. Üst kısmı ise sarımsıdır. Güçlü ve sivri uçlu gagaları, kahverengi bacakları vardır. Eşeyler aynıdır ama genç kuşların karın bölgesi daha soluktur.
Yaşam alanı;
Bu küçük ötücü kuş, çalılıklarla açık ormanlık bölgede bulunan bir türdür. Bir ağaç veya bir çalılıkta yaptıkları yuvalarına 3-5 yumurta bırakırlar.
Beslenme;
Böcekçildirler ama küçük yumuşak meyveler gibi diğer küçük yiyeceklerlede beslenirler.
Dağılım;
Güneybatı Avrupa ve kuzeybatı Afrika'da yayılış gösterirler. Göçmendirler, kışı Afrika'da Sahra Çölünde geçirirler.
yazılar için kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1sa_kanatl%C4%B1_sar%C4%B1_mukallit

16 Aralık 2008 Salı

SAATÇİ ALİ EFENDİ KONAĞI - İZMİT

saatçi ali efendi konağı- izmit - 1978

Saatçi Ali Efendi Konağı - Etnografya Müzesi
1774 yılında İzmit'in denize hakim eğimli bir yamacı üzerine inşa edilmiş olan konak; planı ahşap kepenkli ve lokmalı, parmaklıklı pencereleri, dış ve iç duvarlarındaki kalem işi süslemeleriyle dönemini en iyi yansıtan sivil mimarlık örneklerimizden biri olarak günümüze kadar gelmiştir.
İzmit Veli Ahmet Mahallesi, Alaca Mescit Yokuşu üzerinde bulunan konak bodrum, zemin ve üst kat olmak üzere toplam üç katlıdır. Müze-ev niteliğini taşıyan konakta baş oda, yemek odası, gelin odası gibi düzenlemelerin yanı sıra, bölgenin kültürünü yansıtan etnografik nitelikte eserler sergilenmektedir.
Konak, 29.09.1987 tarihinde Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmakla geçmişten günümüze ulaşan kültür varlıklarımızdan biri daha değerlendirilerek gelecek kuşaklara aktarılmaktadır.

Veli Ahmet Mahallesi, İzmit Tel : (0262) 321 22 74 Faks : (0262) 325 53 54
Pazartesi dışında her gün 08.30-12.30/13.30-17.30 saatlerinde ziyarete açıktır.

yazılar için kaynak: http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Saat%C3%A7i_Ali_Efendi_Kona%C4%9F%C4%B1

12 Aralık 2008 Cuma

VAN KEDİSİ

van kedisi - 1997
Van Kedisi
Türkiye’de kedilerden bahsederken ilk akla gelen türlerin başında gelir Van kedisi: Cana yakınlığı, beyaz, ipeksi kürkü, aslan yürüyüşü, tilki kuyruğuna benzeyen uzun ve kabarık kuyruğu, değişik göz renkleri ve suya olan düşkünlüğü ile. Van Kedisi, dünya üzerinde melezleşmeyen, saflığını koruyabilmiş canlıların başında gelir. Bu özelliği onu, hem kedi dünyasının hem de diğer canlıların yıldızı haline getirir.
Anadolu’ya tam olarak ne zaman ve nasıl geldiği bilinmeyen Van kedileri, diğer canlılarda olduğu gibi bulunduğu bölgenin şartlarına ayak uydurdular. Türkiye’nin en yüksek dağlarının bulunduğu Doğu Anadolu bölgesindeki yüksek sıcaklık farklarına kürkleri sayesinde kolayca ayak uydurabilir Van kedileri. Yılda en az 6 ay karlarla kaplı bu bölgede uzun tüyleriyle kar ve soğuktan korunurken, yazın birden ısınan hava nedeniyle tüylerini dökerek Van Gölü’nün ılıman iklimine uyum sağlarlar. Ancak yaygın olan yanlış bir inanış vardır ki, o da bu kalın kürkü nedeniyle Van kedilerinin üşümediğidir. Halbuki, kediler, kürkleri kalın olmasına rağmen soğuktan etkilenir ve üşürler.
Van kedilerinin diğer kedilerden ayrılan ilginç bir özelliği vardır. Bu kediler suyu çok severler ve yüzerler. Eğer suya doğru gidiyorsa, bu zorunluluktan değil, sadece zevktendir. Özellikle ılık ve sığ sularda yüzmeyi seven Van kedileri, evlerde musluktan damlayan sulara pati atar ya da banyoda size eşlik eder.


yazılar için kaynak : http://www.vankedisi.net/

25 Kasım 2008 Salı

FINDIK - HAZEL - NUTS

fındık- nuts - 1973

Fındık, huşgiller (Betulaceae) familyasından Corylus cinsini oluşturan çalı ve ağaç türlerinin ortak adı.
Morfolojik özellikleri,
Basit, yuvarlak yaprakların kenarları çift dişli, ucu sivridir. Çiçekler yapraklardan hemen önce ilkbaharda açar. Bir evciklidir. Erkek çiçekler kedicik şeklinde 5-12 cm uzunluğunda sarı renklidir. Dişi çiçekler çok küçük, kış boyunca tomurcuklarda gizlenir, 1-3 mm uzunluğunda kırmızı renklidir. Nuks meyve 1-2.5 uzunluğunda 1-2 cm çapındadır, kabuğun etrafını tamamen veya kısmen kuşatan bir kadehcik bulunur. Kadehciğin şekil ve yapısı fındık türlerinin teşhisinde önemlidir.
Türler;
Amerika fındığı (Corylus americana), Adi fındık (Corylus avellana) Türkiye. California fındığı (Corylus californica), Çin fındığı (Corylus chinensis), Kafkas fındığı (Corylus colchica), Ağaç fındığı (Corylus colurna) Türkiye. Gagalı fındık (Corylus cornuta), Farges fındığı (Corylus fargesii), Himalaya fındığı (Corylus ferox)
Corylus ferox var. ferox
Corylus ferox var. tibetica
Asya fındığı (Corylus heterophylla)
Corylus heterophylla var. heterophylla
Corylus heterophylla var. sutchuenensis
Corylus heterophylla var. thunbergii
Lambert fındığı (Corylus maxima) Türkiye. Yunnan fındığı (Corylus yunnanensis), Jacquemont fındığı (Corylus jacquemontii), Japon fındığı (Corylus sieboldiana)
Corylus sieboldiana var. brevirostris
Corylus sieboldiana var. mandshurica
Corylus sieboldiana var. sieboldiana
Wang fındığı (Corylus wangii), Corylus × colurnoides (C. avellana × C. colurna'nın melezi), Corylus × vilmorinii (C. avellana × C. chinensis'nin melezi)
Yetişme koşulları,
Kışların ılık geçtiği nemli ve humuslu toprağı sever. Yıllık 1000-2000 mm. kadar yağış ister.
Türkiye'de yetişme alanları
Ticari değeri yüksek olan fındık Türkiye'de ORDU,GİRESUN,TRABZON illerinde tek tarım tipi (monokültür) olarak yapılır. Üretilen fındıkların %80'i Karadeniz Bölgesi'nden sağlanır. (Özellikle Giresun) Karadeniz Bölgesi'nden başka Marmara Bölgesi'nde de yetiştirilir. Türkiye, Dünya fındık üretiminde ilk sırada yer alır. Dünya fındık üretiminin %62-65 kadarını karşılar.
Fındığın faydaları
Çok iyi bir enerji kaynağıdır, vücuda güç ve enerji verir, beden ve zihin yorgunluğunu giderir. Fındık, kalp ve damar sağlığı açısından çok faydalıdır. Kolesterolü düşürür, kalp ritmini ayarlamaya yardımcı olur. Düzenli olarak her gün fındık yemek kalp krizi geçirme riskini azaltmakta çok etkilidir. Kansızlığa iyi gelir, vücut ve kemik gelişimini destekler. Hamilelerin hem kendileri için hem de doğacak çocuk için fındık yemeleri çok faydalıdır. Cinsel gücü arttırır, varislere iyi gelir. Fındık, soğuk algınlığı ve akciğer hastalıklarına da faydalıdır. Ayrıca, cildi güzelleştirdiği bilinmektedir.En önemli özelliği ise kansızlığa çok iyi gelmesidir.
Fındık çeşitleri,

Giresun fındığı, Tombul fındık, Kargalak Fındık, Uzunmusa fındık, Cavcava fındık, Kalınkara fındık, İncekara fındık, Çakıldak fındık, Kuş fındık, Acı fındık, Yassıbadem fındık, Yuvarlakbadem fındık, Palaz fındık, Foşa fındık, Mincane fındık, Kan fındık, Sivri fındık, Ham fındık, Yağlı fındık, Süt Fındık, Kara Fındık, Giresun Karası, İkiz Fındık, Avlu Fındığı, Göv Fındık

yazılar için kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/F%C4%B1nd%C4%B1k

19 Kasım 2008 Çarşamba

MC DONNELL DOUGLAS DC.9-30

mc donnell douglas dc.9-30

McDonnell Douglas DC-9 (Douglas DC-9 olarak da bilinmektedir),
Çift motorlu jet uçağıdır. İlk kez 1965 yılında imal edilmiş, piyasaya bir yıl sonra sunulmuştur. Kısa mesafeli ve sık uçuşlar için dizayn edilmiştir. Son DC-9 Ekim 1992'de teslim edilmiştir. DC-9 kendinden sonra üretilen MD-80, MD-90 ve Boeing 717 nin öncül işaretlerini taşır. 23 Mayıs 2006'da son Boeing 717'nin teslimi ile DC-9 ailesinin 41 yıllık hayatı sona ermiştir.

Tarihçesi;
Douglas DC-9 ile ilgili hazırlıklara 1963 yılında başlamıştır. Uçak alanında Boeing 727 ile karşılaştırlmaktadır. Dizayna göre değişmekle beraber 80 ila 135 yolcu kapasitesine sahiptir.
Prototipin üretimi sonrası ilk teslimat United Airlines'a yapılmıştır. İlk varyantı -10 izleyen yıllarda aile genişlemiş ve son varyant -50 1974 yılında üretilmiştir. Ticari olarak 976 adet DC-9 üretilmiştir. 1980 yılında üretim yerini MD-80 serisine bırakmıştır. MD-80 serisi ilk olarak DC-9-80 olarak isimlendirilmiştir.
Halen uçuşda olan pek çok DC-9 vardır. Northwest Airlines bünyesindeki uçaklar DC-9 dan oluşmakta ve yaklaşık 30 yıldır hizmet vermektedirler.
Ayrıca Thy 1967 de ilk dc 9 jet uçağını alarak jete geçiş yapmıştır. Thy nin ilk kullandığı Jet uçağı olmaktadır.
yazılar için kaynak :http://tr.wikipedia.org/wiki/Douglas_DC-9

11 Kasım 2008 Salı

ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ

Atatürk'ün gençliğe hitabesi - ölümünün 30. yılı- 1968

Yeniden ve Yeniden Okunmalı....


Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi


Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere,
memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

6 Kasım 2008 Perşembe

BES YILLIK KALKINMA PLANLARI

3. beş yıllık kalkınma planı - 1974

DOKUZUNCU KALKINMA PLANININ VİZYONU
2007-2013 dönemini kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı,"istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" vizyonu ile hazırlanacaktır.

TEMEL İLKELER
Bu vizyona ulaşılırken aşağıdaki ilkeler temel alınacaktır:
*Ekonomik, sosyal ve kültürel alanlara bütüncül bir yaklaşım esastır.
*Toplumsal diyalog ve katılımcılık güçlendirilerek, toplumsal katkı ve sahiplenmenin sağlanması esastır.
*İnsan odaklı bir gelişme ve yönetim anlayışı esastır.
*Rekabetçi bir piyasa, etkin bir kamu yönetimi ve demokratik bir sivil toplum gelişme sürecinde birbirini tamamlayan kurumlar olarak işlev görecektir.
*Kamusal hizmet sunumunda; şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık, verimlilik ve vatandaş memnuniyeti esastır.
*Devletin ticari mal ve hizmet üretiminden çekilerek, politika oluşturma, düzenleme ve denetleme işlevlerinin güçlendirilmesi esas olacaktır.
*Politikalar oluşturulurken kaynak kısıtı göz önünde bulundurularak önceliklendirme yapılacaktır.
*Uygulamanın vatandaşa en yakın birimlerce yapılması esastır.
*Toplumsal yapımızın ve bütünlüğümüzün ortak miras ve paylaşılan değerler çerçevesinde güçlendirilmesi esastır.
*Doğal ve kültürel varlıklar ile çevrenin gelecek nesilleri de dikkate alan bir anlayış içinde korunması esastır.
yazılar için kaynak; http://www.canakkale.gov.tr/Kalkinma_Plani.htm

5 Kasım 2008 Çarşamba

KARTAL

kartal - aquila-hieraeetus - 1967

KARTAL
Kartal, atmacagiller (Accipitridae) familyasından Aquila ve Hieraeetus cinsini oluşturan kuş türlerinin ortak adı.
Özellikleri;
Kanatları ve kuyrukları geniş, bacakları tüylü, iri yırtıcılardır. 2-3 yılda ergenliğe ulaşırlar. Uçuşta sıkça dönerek yükselirler, belirgin parmakları,yukarı kıvrılır. Ormanlar ve dağlarda yaşarlar. Kaya girintilerinde ve ağaçlarda yuva yaparlar. Kartallar tek eşlidir. Yaşamları boyunca eş değiştirmedikleri gibi her yıl aynı yuvayı kullanırlar. Yuvaları genellikle kolay ulaşılamayacak yerlerdedir. Yuvayı bıraktıkları bir ya da birkaç yumurtanın kuluçka dönemi altı-sekiz hafta sürer. Yavruları yavaş gelişir ve ancak üç ya da dört yaşına giren kartalların erişkinlere özgü tüyleri çıkar.
Gündüz avlanırlar. Ağırlığı 7 kg, kanat açıklığı 2,5 m olanları vardır. Ömrü: 70-104 yıl. Esâret hayâtında 40 yıl kadar yaşar. Çeşitleri: Kara kartalı, kuzu kartalı, balık kartalı, kayzer kartalı (şah kartal), yılan kartalı, büyük bağırtgan kartal, küçük bağırtgan kartal meşhurlarıdır.
Yazılar için kaynak :
http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Kartal
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kartal_(ku%C5%9F)

31 Ekim 2008 Cuma

DOĞAN

DOĞAN -falco- 1967

Doğan (Falco), Falconidae (doğangiller) familyasından Falco cinsini oluşturan yırtıcı kuş türleri.

Üreme;
Doğanlar yuvalarını genellikle,sarp kayalıkların kenarına nadir olarakta terk edilmiş yuvalara kurarlar. Her kuluçka döneminde dişi kuş, kabuğu kirli beyaz üstüne kızılımsı kahverengi benek ve lekelerle süslü dört ya da beş yumurta bırakır. Kuluçka süresi yaklaşık 28-35 gündür ve yumurtadan çıkan yavrular 35 gün kadar yuvada kalarak ana-babası tarafından beslenir.

Yaşam şekli;
Doğanlar, güçlü kanatlarıyla havayı yararak hızla ve düz bir çizgi boyunca uçarlar. Bazı türler, yerdeki avın üstüne atlamak için uygun zamanı kollarken, kanatlarını hızla çarparak havada daireler çizebilir.

Beslenme;
Avların niteliği, boyutları ve avlanma yöntemi türlere göre değişir; kimisi kendi boyutlarındaki ya da daha küçük kuşları havada avlarken, bir bölümü de tavşan, fare, kertenkele ve böcek gibi hayvanlarla beslenir.

Yazılar için kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fan_(ku%C5%9F)

30 Ekim 2008 Perşembe

II. İNÖNÜ ZAFERİ

2. inönü zaferi '1921-1971'- 1971

İkinci İnönü Savaşı, Mart 1921

Birinci İnönü Muharebesinden mağlup olup geri çekilen Yunan Kolorduları, Türk Kuvvetlerinin kuvvetlenmesine imkan vermeden imhasını sağlamak; Eskişehir ve Afyon stratejik bölgesini ele geçirmek,Sevr Anlaşması hükümlerini zorla Milli Hükümete kabul ettirmek maksadıyla 23 Mart 1921 günü ileri harekata geçen Yunanlılar, Londra Konferansı'na gitmek için hazırlanan Türk temsilcileri daha yoldayken, tüm barış kapılarını kapayıp, biri Afyonkarahisar diğeri Eskişehir istikametinde iki koldan saldırıyı başlattılar.

24 Mart'ta Dumlupınar, 27 Mart'ta da Afyon düştü. Eskişehir yönünde gelişen Yunan saldırısı ise Birinci İnönü Muharebesi'nde takip edilen yoldan ilerlemekteydi. İnönü mevkiindeki çatışmalarda, Yunan ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Buna karşılık Yunan ordusunun güney cephesinde yaptığı taarruz gelişme göstermiş, Afyonu işgal eden Yunan kuvvetleri Çay-Bolvadin hattına kadar ilerlemişlerdi. Ancak Yunan birlikleri İnönü cephesindeki savaşı kaybedince güneyde Afyon şehirden çekilmek durumunda kaldılar.

Sonrasında Güney cephesi Türk birliklerinin 8-12 Nisan günlerinde Aslıhanlardaki Yunan kuvvetlerine karşı yaptıkları taarruzlar sonuç vermemiş, Yunanlılar Dumlupınar mevzilerinki konumlarını sağlamlaştırmışlardır.

İkinci İnönü Muharebelerinden sonra, 3 Nisan 1921'de TMBB kararıyla, Korgeneral Fevzi Paşa'nın rütbesi Orgeneralliğe terfi ettirildi.

Sonuç;

TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi.
Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı.
Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven arttı.
Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak’tan, İtalyanlar Güney Anadolu’dan çekilmek zorunda kaldılar.
Türk ordusunun kazandığı zaferler, İtilaf Devletleri’ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya zorladı.
II.İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından, Sovyet Rusya ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir emnunluk duyulmuş ve bu resmen Türk hükümeti’ne bildirilmiştir.

yazılar için kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk-Yunan_Cephesi

20 Ekim 2008 Pazartesi

AMANITA PHALLOIDES

AMANİTA PHALLOİDES

Amanita phalloides, Amanitaceae familyasından zehirli bir mantar türü. Türkiye'deki ölümcül zehirlenmelerin neredeyse % 95 inden sorumlu, son derece zehirli ve tehlikeli bir mantardır. Bu mantara yaz başlarında ve sonbahar aylarında ormanlarda çok sık rastlanır. Mantarın içerdiği amanitin (özellikle, Amanotoxinler'den alfa amanitin) ve phalloidin maddeleri, sindirildikten 8-12 saat sonra ilk belirtilerini gösterir ve 3-4 gün içinde karaciğer-böbrek metabolizmasını yok eder. Zehirine karşı henüz yetkin bir ilaç geliştirilememiştir. Tedavide silibinin dihydrogen disuccinate disodium enjeksiyonu kullanılmaktadır. Bu mantarın bir kişiyi öldürmesi için 20-25 gram tüketilmesi yeterli olmaktadır. Volvariella Volvacea mantarı ile olan benzerliği ölümlerin önemli sebeplerindendir.

Amanita phalloides, 1994 yılı Kasım ayında, İstanbul'da seri zehirlenmelere yol açmış ve 20'den fazla insanın ölmesine neden olmuştur.

yazılar için kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/Amanita_phalloides

15 Ekim 2008 Çarşamba

SIĞLA GÜNLÜK AĞACI


SIĞLA GÜNLÜK AĞACI -Liquidambar orientalis

Orjinal Adı: Liquidambar orientalis

Diğer Adları: Akamber, Günnük, Sığla, Sığıla

Acıfındıkgiller familyasındandır. Yeryüzünün Üçüncü (Tersiyer) döneminden, yani yaklaşık 65 milyon yıl öncesinden günümüze kalan Anadolu Günlük ağacı (Liquidambar orientalis) dünyada yalnızca ülkemizde, Muğla ilimizin Marmaris, Milas, Köyceğiz ve Fethiye ilçelerinde yabani olarak yetişmektedir. Aynı cinsten Amerikan Günlük ağacı (L. styracifluea) ile Formoza Günlük ağacı (L. formosana) ülkemizde yetişmez. Anadolu Günlük ağacı 20 m'ye kadar boylanabilen, kışın yapraklarını dökmeyen, çınara benzeyen kalın dallı ve geniş tepeli bir bitki olup ya tek cins ya da diğer ağaçlarla birlikte ormanlar oluşturarak gelişir. Çınarınkine benzeyen ama daha küçük ve daha açık renkli olan yapraklan ince uzun saplı, 3-7 loplu ve bu lopların kenarları keskin dişlidir. Yaz mevsiminde açan çiçekleri yeşilimsi renktedir. Aynı ağaç üzerinde erkek ve dişi eşeyli çiçekleri ayrı gruplar halinde bulunur. Kapsül biçimindeki meyvelerinin içinde 1-2 tane küçük tohumu yer alır. Nemli ve humuslu toprakları seven günlük ağacı, döktüğü tohumlarla çoğalır.

Günlük ağacının odunlaşmıs gövdesi üzerinde balsam kanalları vardır. Her ağaçtan iki ya da üç yılda bir, yaz mevsiminde uzunlamasına yarıklar açılarak ağacın güzel kokulu yağı (balsam) ve kabukları alınır. Bu balsam stirol adlı uçucu yağ, vanilin, rejine, sinnanik asit, stirasin ve storesin adlı maddeleri içerir. Parfümeri endüstrisinde iyi bir koku tespit edicidir (fîksatif). Günlük ya da sığla yağı denilen bu balsam, Türkiye'nin tarımda önemli bir dışsatım ürünüdür. Ayrıca tütüne güzel koku vermek üzere kullanılır. Ağacın balsamı alınmış kabukları buhur adıyla dini törenlerde tütsü olarak yakılır.

Tibbi Etkileri ve Kullanımı Piyasada satılan sarımsı gri renkli, bal gibi koyu kıvamlı, güzel kokulu ve acımsı tatlı günlük ya da sığla yağının tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle özetlenebilir:

• İyi bir antiseptiktir. Yaraların temizlenmesinde ve iyileştirilmesinde dıştan uygulanır.

• Ciltte ve saçlı deride de antiseptik ve temizleyici olarak dıştan uygulanır.

• Uyuz ve mantar gibi deri hastalıklarında günlük merhemi ya da yakısı şeklinde uygulanarak, asalak öldürücü ve iyileştirici etkilerinden yararlanılır.

• Mide ve onikiparmakbağırsağı ülserlerinde yara iyileştirici niteliğinden yararlanılır. Bunun için günlük yağı sulandırılıp içine bal ya da şeker katılarak tatlandırılıp içilir.

• Ayrıca günlük yağı balgam söktürücü, nefes darlığını giderici ve bedeni rahatlatıcı etkiler taşır. Bunun için bir önceki maddedeki gibi tatlandırılıp sulandırılarak içilir.

yazılar için kaynak; http://www.bilgikutum.com/gunluk.htm