19 Haziran 2009 Cuma

YAVUZ SULTAN SELİM - I. SELİM'İN KAFTANI

yavuz sultan selim'in kaftanı - 2006

YAVUZ SULTAN SELİM
I. Selim ya da Yavuz Sultan Selim, (d. 10 Ekim 1470, Amasya - ö. 21-22 Eylül 1520)
9. Osmanlı padişahı ve 74. İslam halifesidir.
Babası II. Bayezid, annesi Dulkadiroğulları Beyliği'nden Gülbahar Hatun'dur. Tahtı devraldığında 2.375.000 km2 olan Osmanlı topraklarını sekiz yıl gibi kısa bir sürede 2,5 kat büyütmüş ve ölümünde imparatorluk topraklarının 1.702.000 km2'si Avrupa'da, 1.905.000 km2'si Asya'da, 2.905.000 km2'si Afrika'da olmak üzere toplam 6.557.000 km2'ye çıkarmıştır. Padişahlığı döneminde Anadolu'da birlik sağlanmış; halifelik Abbasilerden Osmanlı Hanedanına geçmiştir. Ayrıca devrin en önemli iki ticaret yolu olan İpek ve Baharat Yolu'nu ele geçiren Osmanlı, bu sayede doğu ticaret yollarını tamamen kontrolü altına almıştır.
Selim, tahta babası II. Bayezid'e karşı darbe yaparak çıkmıştır. Şehzade Selim, tahta çıkmadan önce vali olarak Trabzon'da görev yapmıştır. Yavuz Sultan Selim'e kızını vermiş olan Kırım Hanı Mengli Giray, ona askeri destek sağlayarak tahta geçmesine yardım etmiştir. 1512'de tahta çıkan Sultan Selim, Eylül 1520'de Aslan Pençesi (Şirpençe) denilen bir çıban yüzünden henüz 50 yaşında iken vefat etmiştir.

12 Haziran 2009 Cuma

BATMAN PEROL RAFİNERİSİ - TÜPRAŞ

batman petrol rafinerisi

BATMAN PETROL RAFİNERİSİ - TÜPRAŞ
Ülkemizin ilk rafinerisi olan Batman Rafinerisi 330 bin ton/yıl kapasite ile 1955 yılında Batman’da kurulmuştur. Artan bölge talebini karşılamak üzere rafinerinin kapasitesi 1960 yılında tamamlanan Darboğaz Giderme çalışmasıyla 580 bin ton/yıl’a çıkarılmıştır. Yenileme çalışmaları aralıksız devam eden Batman Rafinerisi’nin hampetrol işleme kapasitesi yeni bir ünitenin işletmeye alınması ile 1972 yılında 1.1 milyon ton/yıl olmuştur.Rafinerinin kuruluşunda ABD teknolojisi kullanılmıştır.

29 Mayıs 2009 Cuma

KIZILAY - KIZILAY GENCLIGI

kızılay - kızılay gençliği

KIZILAY, SAVAŞ ALANINDA YARALANAN YA DA HASTALANAN ASKERLERE HİÇBİR AYRIM GÖZETMEKSİZİN YARDIM ETMEK ARZUSUNDAN DOĞMUŞTUR.
11 Haziran 1868 tarihinde "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adıyla kurulan Kızılay, 
1877'de "Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti", 
1923'de "Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti",
1935'te "Türkiye Kızılay Cemiyeti" ve 
1947'de "Türkiye Kızılay Derneği" adını almıştır. 
Kuruluşa "KIZILAY" adını büyük önder Atatürk vermiştir. 
Kızılay'ın alameti, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı "ay" dır. Yalnız Kızılay bayrağında "ay"ın açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur.
Kızılay alameti, Devletler Hukuku'nun ilgi hükümleri gereğince, savaş zamanında silahlı kuvvetlerin sağlık servisleri ile o hükümlerin belirlediği kişi ve kuruluşlar için "koruyucu ve belirtici işaret" olarak kabul edilmiştir. Bunlar dışında kalan hiçbir kişi, kurul ve kurum, savaşta tarafsızlık ve dokunulmazlık timsali olan bu işareti kullanamaz.
Kızılay'ın amacı, her nerede görülür ise , hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın,ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesidir.
Kızılay, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu'nun temel ilkelerini paylaşır. Bunlar; insaniyetçilik,ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık,hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik ilkeleridir.
Kızılay, tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız olan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur.
Kızılay'ın teşkilatı, Genel merkez ve şubelerden oluşur. Kızılay'ın Genel Müdürlük teşkilatı dışında kalan bütün kademelerindeki görevler fahridir.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

BURSA "HEYKEL" - ATLI ATATÜRK HEYKELİ

bursa "heykel" atlı Atatürk heykeli

HEYKEL - BURSA "ATLI ATATÜRK HEYKELİ"

Bursa’da “heykel” denilince akla, Heykel semtinin ve tüm kentin merkezindeki Atatürk Anıtı gelir. Heykel, Ahmet Vefik Paşa Sahnesi’nin tam karşısında, Kent Müzesi’nin (Eski adliye binası) önündedir.
Atatürk Anıtı, Nijat Sirel (1897-1956) tarafından Mahir Tomruk ile birlikte 1927 yılında yapılmıştır. Atatürk, bu anıtın kendisine en çok benzeyen anıt olduğunu bildirmiştir. Atatürk, mermer bir kaide üzerinde askeri giysisi içinde at üzerinde tasvir edilmiştir. Sağ eli ile batıyı işaret etmektedir. Bununla Batı uygarlığına ulaşmamız gerektiği ifade edilmektedir.
Mermer kaidenin üzerinde şu yazı yazar: "Bu aziz heykelin önünde duran Türk hürmetle eğil. O milletini kurtaran, Cumhuriyet’i kuran aleme yeni bir tarih yaratan Gazi Mustafa Kemal’dir."
Kaidenin sağ tarafında: 29.I.Teşrin.1339 (1923) Cumhuriyetin Kuruluşu
Sol tarafında ise; 11 Eylül 1338 (1922) Bursa’nın Kurtuluşu  yazılıdır.

19 Mayıs 2009 Salı

ZONGULDAK ATLI ATATÜRK HEYKELİ

zonguldak atlı Atatürk heykeli - 1969

ZONGULDAK ATLI ATATÜRK HEYKELİ,
(Ali Hadi Bara - Zühtü Müridoğlu, 1946)
Zonguldak Atlı Atatürk Heykeli, Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu’nun birlikte gerçekleştirdikleri ilk heykel değildi. Türk sanatçılara anıt uygulamaları konusunda şans tanınmamasından yakınan Bara ve Müridoğlu, Zonguldak Atlı Atatürk ve İnönü heykellerinden iki yıl önce, İstanbul’da tam anlamıyla bir “meydan heykeli”ne imzalarını atmışlardı. 
6 

14 Mayıs 2009 Perşembe

BUHARLI LOKOMOTİF

buharlı lokomotif - 1988
BUHARLI LOKOMOTİF
Buharlı lokomotif, buhar gücü ile çalışan lokomotiflerdir. Buharlı lokomotifler 19. yüzyıl ortalarından 20. yüzyıl ortalarına kadar kullanılmışlardır.
1500'lü yılların ortalarında Almanya'da kullanılmaya başlanan vagonyollarında lokomotifler atlar tarafından çekilmeye başlanmıştır. 1700'lerin başında buharlı makinenin icadı ile bu yollar demiryoluna dönüştürülmeye başlanmış ve ilk buharlı lokomotif 1804 yılında İngiltere'de Richard Trevithick ve Andrew Vivian tarafından imal edilmiştir. Lokomotif Galler'de demiryolu ölçülerine yakın ölçüde olan "Penydarren" (Merthyr Tydfil) tramway hattında çalışmıştır. Bunu izleyen dönemde Matthew Murray tarafında ikiz silindir lokomotif 1812 yılında Vagonyolu işletmecisi Middleton Railway için yapılmıştır.
İngiltere'deki bu gelişmeler ABD'ninde çalışmalara başlamasını hızlandırmış ve 1829 yılında Baltimore-Ohio Demiryolu'nda çalışan ilk Amerikan buharlı lokomotifi Tom Thumb bu hatta çalışmaya başlamakla beraber Thumb bir deneme modeliydi ve Amerika'da South Karolina Demiryolu'nun açılış töreninde hizmete giren Best Friend of Charleston başarılı ilk demiryolu lokomotifi olmuştur.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

TED ANKARA - PULCULUK KULÜBÜ - HATIRA PULU

TED ANKARA KOLEJİ HATIRA PULU BASTIRDI
Pulculuk kulübünü yönetmelik değişir değişmez kuran Ted ankara koleji bu bir öncülük daha yaptı, pulculuk kulübünün öncülüğünde bastırılan ilk hatıra pullarına da öncülük etti.
Bu aktivitede emeği olan tüm gönüllüleri ve yöneticileri pulseverler olarak kutluyoruz.

TED internet sitesindeki haber; 
"Pulculuk Kulübümüzden TED Ankara Koleji Hatıra Pulu"
İlköğretim Okulumuz II. Kademe Pulculuk Kulübü Danışman Öğretmeni Ahmet KURU ve öğrencilerimiz, PTT Genel Müdürlüğü tarafından iki farklı valörden oluşan hatıra pulu bastırdılar. Hatıra pulları geliri TED’de burslu okuyan öğrencilere verilmek üzere öğretmenlerimize satışa sunuldu.

30 Nisan 2009 Perşembe

ETNOGRAFYA MÜZESİ - ANKARA

etnografya müzesi - ankara 

Ankara Etnografya Müzesi Kurtuluş Savaşında Cuma namazlarının kılındığı eski adı Namazgâh Tepesi olan yerde kuruldu. 

Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, eski mesai arkadaşı Budapeşte Etnografya Müzesi şeflerinden Türkolog J. Meszaroş’un müzenin kuruluşu konusundaki görüşleri sorularak, kendisine hizmet teklif edildiği, Prof. Meszaroş’un bakanlığa sunduğu 29 Kasım 1924 tarihli raporundan anlaşılmaktadır. Böylece Halk Müzesi'nin kurulmasına hazırlık yapılmak üzere, 1924’te İstanbul’da Prof. Celal Esad (Arseven) başkanlığında, daha sonra 1925 yılında İstanbul Müzeler Müdürü Halil Erdem başkanlığında, eser toplamak ve satın almak üzere özel bir komisyon kurulmuştur. Satın alınan 1250 adet eser, 1927 yılında inşası tamamlanan müzede teşhir edilmiştir. Müze Müdürlüğü'ne de Hamit Zübeyr Koşay atanmıştır.

15 Nisan 1928 yılında müzeyi ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) müze hakkında bilgi aldıktan sonra, Afgan Kralı Amanullah Han’ın Türkiye’yi ziyaretleri nedeniyle, müzenin açılmasına emir buyurmuşlardır. Müze 18.7.1930’da halka açılmış ve 1938 Kasım ayında Müzenin iç avlusu, geçici kabir olarak ayrılıncaya kadar açık kalmıştır. Atatürk'ün naaşı 1953'de Anıtkabir'e nakline değin burada kalmıştır. Bu kısım halen Atatürk’ün anısına hürmeten sembolik bir kabir şeklinde korunmaktadır, üzerinde beyaz mermere yazılmış şu kitabe bulunmaktadır. “Burası 10.11.1938'de sonsuzluğa ulaşan Atatürk’ün 21.11.1938 den 10.11.1953 e kadar yattığı yerdir.” 

6-14.11.1956 tarihinde Uluslararası Müzeler Haftası nedeniyle gerekli değişiklikler yapılarak, tekrar halkın ziyaretine açılmıştır.

28 Nisan 2009 Salı

ÇOCUK SAĞLIĞI - AŞI

çocuk sağlığı - aşı - 1988
AŞI NEDİR?
İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma kudretlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin etkisinin ortadan kaldırılarak sağlam kişilere verilmesi için geliştirilen biyolojik maddelere aşı denilmektedir. Aşı, kişileri hastalıklardan ve hastalıkların kötü sonuçlarından koruyabilmesi için, sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanmaktadır.
Aşılar ölü veya zayıflatılmış mikroorganizma içeren (bakteri veya virüs) ve enfeksiyon hastalıklarının tedavi ve korumasında kullanılan biyolojik ürünlerdir. Aşıların etki mekanizması doğal hastalığa benzerdir; her ikisi de bağışıklık sistemini uyarır ve vücuda girmiş olan mikrobu tanır ve hafıza oluşturur. Daha sonra aynı mikrop vücuda yeniden girdiğinde bağışıklık sistemi onu tanır ve hastalık yapmasına fırsat vermeden yok eder. Hastalığı geçirme ve aşılanma arasındaki en önemli fark aşılanma ile hastalığı geçirmemektir.
Oluşan antikorlar vücutta uzun süre kalırlar ve bu süre içinde aynı mikrop vücuda tekrar girerse ,bu mikrobun hastalık oluşturmasına fırsat vermeden ortadan kaldırılmasını sağlarlar. Herhangi bir aşının koruyucu etki gösterebilmesi için uygun yaşlarda ve uygun aralıklarla yapılması şarttır. Zira aşıların çocuklara hastalıklara yakalanma riskinin en yüksek olduğu dönemlerden önce yapılması gerekmektedir.
Başlıca aşı tipleri şunlardır; 
Canlı aşılar: Aşı içerisindeki mikroorganizma canlı olmakla birlikte vücut için tamamen zararsız hale getirilmiştir. Verem, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşıları buna örnektir.
Ölü aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürülmüştür. Ancak vücudu uyararak antikor dediğimiz koruyucu maddelerin yapılmasını sağlayacak özellikleri korunmuştur. Boğmaca aşısı buna örnektir.
Subünit aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürüldükten sonra parçalanarak,bu parçalardan vücudu uyararak koruyucu antikorların yapılmasını sağlayacak parçaları aşı yapımında kullanılmaktadır. Örnek olarak Hepatit B ve Grip aşıları verilebilir.
Toksoid aşıları: Bu tür aşılarda mikroorganizmaların kendileri kullanılmaz. Bazılarının ürettiği zehirler çeşitli kimyasal maddelerle işlenir ve hastalık yapıcı etkileri yok edilerek aşı yapımında kullanılır. Tetanoz ve difteri aşıları bu tip aşılardır.

21 Nisan 2009 Salı

TÜRKSAT

Türksat (Türk haberleşme uyduları sistemi) - 1994 
Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.
Türkiye'nin tek uydu operatörüdür. 200 civarında TV, radyo, data yayını vardır. Şirket; TV ve Radyo yayıncılığı, Kablo TV hizmeti, Internet bağlantısı, Veri transferi, VoIP gibi hizmetleri sunmaktadır.
Uydular; Türkiye'nin ilk uydusu Turksat 1A, 24 Ocak 1994'de fırlatılmış ve kalkışından 12 dakika sonra infilak etmiştir. Türksat 1B uydusu da aynı yıl içinde gönderilmiştir. 
Şirketin üçüncü uydusu Türksat 1C, 1996 yılında hizmete alınmıştır. 
Türksat 2A (Eurasiasat 1) uydusu ise 10 Ocak 2001'de fırlatılmıştır. Türksat 1C ile aynı konumdadır.
Turksat 3A uydusu, 13 Haziran 2008 saat 01:05'de Türksat A.Ş. ile Fransız iletişim sirketi Thales Alenia Space arasında imzalanan sözleşmeye bağlı olarak Fransız Guyanası'ından fırlatılmıştır.
2005 Temmuz ayı itibari ile Telekomdan KabloTV' yi devir almıştır. Kendi müşteri hizmetleri takip otomasyon yazılımlarını kendi bünyesindeki yazılımcı kadrosu ile kısa bir sürede gerçekleştirmesiyle birçok kamu kurumuna örnek teşkil etmektedir.
Türksat 1B (31.3° Doğu)
Türksat 1C (31.3° Doğu)
Türksat 2A (Eurasiasat 1) (42.0° Doğu)
Türksat 3A (42.0° Doğu)
Türksat 4A (42.0° Doğu - 2011'de fırlatılacak)
Türksat 5A (TUSAT 1) (42.0° Doğu - 2014'te fırlatılacak)

17 Nisan 2009 Cuma

NURULLAH BERK

nurullah berk - portre - 1990

Nurullah Berk (d. 22 Mart 1906, İstanbul - ö. 9 Ocak 1982, İstanbul)
Türk ressam. Türkiye’ de geometrik-figüratif yapımcılığın (konstruktivizim) ilk temsilcilerinden biridir. Eserlerinde kübizm etkilenmeleri de mevcuttur.
Eğitimi: Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi' nde İbrahim Çallı ve Hikmet Onat' ın öğrencisi oldu. 1924' te Fransa'ya gitti ve Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda Ernest Laurent' la çalıştı. 1928' de öğrenimini tamamlayarak Türkiye' ye döndü ve bir grup arkadaşıyla “Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birligi" nin kuruculan arasında yer aldı.
D Grubu1933'te Türkiye'ye döndü ve aynı yıl Abidin Dino, Elif Naci, Zeki Faik İzer, Cemal Tollu ve Zühtü Mürüdoğlu ile birlikte "Türkiye'ye egemen izlenimci tutuma karşı, biçim olarak Batı’ daki çağdaş akımlara paralel kübist ve yapımcı teknik” şeklinde tarif edilen yeni bir anlayışın öncülüğünü yaptı. Berk’in önerisiyle bu grup “D Grubu” ismini aldı.
En tanınmış eserleri: İskambil Kağıtlı Natürmort, Ütü Yapan Kadın, Gömlekçi,Odalık, Dikenler, Kuşlar'dır.
Kazandığı ödüller: Yurtiçi ve yurtdışında birçok sergi açan Berk, 1947'de Ahmet Çanaklı Ödülünü, 1966'da 28. Devlet Resim ve Heykel Sergisi birincilik odülünü ve 1975'te DYO Ödülü Resim Yanşmasını kazandı. Berk'in son 15 yıllık çabası ise "Dogu ile Batı esprilerini kaynaştırmak, geleneksel sanat biçimlerini Bah anlaşıyla bağdaştırmak" biçiminde yorumlandı. 1953'te Suut Kemal Yetkin'le birlikte UNESCO'ya baglı Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Birligi'nin Türkiye ulusal komitesini kuran Berk'in sanat tarihi, resim ve heykel sanatı konulu çok sayıda yayınlanmış yapıtı vardır.

16 Nisan 2009 Perşembe

TÜRKİYE İSTATİSTİK GÜNÜ

Türkiye istatistik günü - 1991

Ana hedefi 21. yüzyıla "Çağdaş Türk İstatistik Sistemi"ni kurarak girmek olan Devlet İstatistik Enstitüsü, ülkemizin ekonomi, toplum ve kültür konularında ihtiyaç duyulan bilgilerini, bilgi ve iletişim çağının gerekli kıldığı hızda, uluslararası düzeyde üretirken, bu görevin önemi ve büyüklüğü nedeniyle "9 MAYIS" günü "TÜRKİYE İSTATİSTİK GÜNÜ" olarak ilan edilmiştir.

31 Mart 2009 Salı

ULUDAĞ (Bursa)

uludağ (bursa) - 1982
ULUDAĞ
Uludağ, ''Olimpos Dağı'' olarak da bilinir. Bursa ili sınırları içinde, 2543 m yüksekliği ile Türkiye'nin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olan dağ. Evliya Çelebi seyahatnamesinde bu dağdan CEBELİ RUHBAN diye söz eder. Ayrıca halk arasında KEŞİŞ dağı olarakta bilinir. Homeros Uludağ'a Olympos Misios veya Bithynik Olymp diyordu. Uludağ, ilk hristiyan keşişlerin inzivaya çekildikleri yerleşim yerlerinden biridir.
Marmara bölgesinin en yüksek dağı. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Uludağ'ın uzunluğu 40 km'yi bulur. Genişliği ise 15-20 km'dir. En yüksek noktası Kartaltepe'de 2543 m'dir. Türkiye'nin önemli volfram yatakları buradadır. Uludağ'dan kaynaklanan derin vadiler içindeki pekçok dere, Nilüfer Çayı ile Göksu'ya ulaşırlar. 
Uludağ modern dağ tesisleri, teleferiği Bursa'nın hemen yanında olması ile dağ turizminin merkezi olmuştur. Yol durumunun uygunluğu, her mevsim kar bulunması, eşsiz manzaraları buraya turist çekmektedir. 
Doğu, kuzey eteklerinin Bursa Ovasına yakın yerlerinde sıcak su kaynaklarının bulunmasından burada kaplıcalar meydana gelmiştir. Bursa'nın Çekirge semtindeki bu kaplıcalar pekçok hastalığa şifa olmaktadır.

Bitki örtüsü
Bitkisel zenginlik bakımından ender yerlerden biridir. 350 m den itibaren: defne, zeytin, katran ardıcı, fındık, laden, funda, kızılçam, maki ve çalılık alanlar, 350-700 m arası: kestane, akçakesme, erguvan, koca yemiş, dağ çileği, zeytin, katırtırnağı, Girit ladeni, mazı meşesi, gürgen, kızılcık, alıç, geyikdikeni, sırımbağı, yabani defne, karaağaç, kayın, titrek kavak, karaçam, 700-1000 m arası: kestane, kayın, sapsız meşe, titrek kavak, karaçam, yabani kızılcık, alıç, geyikdikeni, muşmula, 1000-1050 metreden itibaren: kayın ormanları 1500 metreye kadar ulaşır. 1500-2100 m arası: Uludağ göknarı, bodur ardıç, yaban mersini, ayı üzümü, yabani gül, geyik dikeni, çoban üzümü, söğüt, karaçam, kayın, gürgen, titrek kavak, sırımbağı, yoğurtotu, kekik , bitotu, misk soğanı, hindiba, bahar yıldızı, çok çiçekli gelincik, yabani elma. 

İklim
Dağın iklimi; alt kademelerde Akdeniz iklim tipi, zirveye doğru nemli mikro termik iklim tipine dönüşürken, kışları yüksek rakımlarda buzlu iklim görülür.  Kar yağışlı günler yıllık 66,7 gün, kar ile örtülü günler yıllık 179,2 gündür.