16 Kasım 2009 Pazartesi

GÖCEK - MUĞLA

göcek - muğla - 1994
GÖCEK
Göcek, geçmişte Likya uygarlığının gelişmiş iki kenti olan Telmesos (Fethiye) ve Kaunos (Dalyan) arasında kalmış bir Likya yerleşimidir. Ne yazık ki bir çok nedenden ötürü antik Kalimçe'den bugüne çok az yapı kalmıştır. Ana yerleşim alanı da net olarak tespit edilemediği için de herhangi bir kazı çalışması yapılmamıştır. Ana kaynak olan antik dönem yazarlarının da eserlerinde varlığı ve hikayesi hakkında yeterli bilgi vermemesi yerleşimin geçmişinin sır olarak kalmasını sağlıyor. Ancak koylarda ve Fethiye yolu üzerinde rastlanan kaya mezarları, anıt mezar ve hamam görülebilir. Ayrıca Tersane Adasında antik ve yakın dönemden kalma kalıntılar bulunmaktadır.
Bölgenin coğrafi yapısı dikkate alındığında mitolojide yeralan Daidalos ve Ikarus efsanelerinin de Göcek’te geçtiği düşünülebilir.Göcek'ten tekne turları ile ulaşılan Kapıdağ yarımadası üzerinde ise Krya, Lisai ve İydai antik kentleri bulunmaktadır. Ulaşım zorluğu nedeni ile bu antik yerleşimlerde de kazı yapılamamıştır. Ancak bu yerleşimlerden günümüze görülebilir kalıntılar ulaşmıştır.
GÖCEK ADININ TARİHÇESİ
Yörenin eski çağdaki adı DAİDALA (DAYDALA) dır. Göcek adı, göçerlerin bu yörede yerleşik düzene geçmesiyle başlamıştır.
Göcek' adının beş olaydan ortaya çıkabileceği varsayılmaktadır.Bu varsayımı bölgede yaşayanların çoğu doğrulamaktadır.
Birinci varsayım köçekliktir. Eskiden yörede yapılan düğün ve eğlencelerde bölgeye köçek getirilirmiş. Rodos'tan getirildiği söylenen bu köçekler, yöre çalgıcılarının müzikleriyle oynar ve yarenlik ederlermiş. Bu eğlence tarzı yörede uzun süre devam etmiş. Köyün adı çevre yerleşim birimlerinde 'Köçekli' olarak anılmaya başlamış. Köçekten oluşan 'Köçekli' adı sonraları halkın pek hoşuna gitmemiş. Bu ismi garipsemeye başlamışlar. Hatta bu yüzden düğünlere köçek getirmekten bile vazgeçmişler. Bölge hakkında küçümser konuşmalar sebebiyle köyün adı, 'Göcek' olarak değiştirilmiş.
Diğer bir varsayım ise 'göç' kavramıdır. Bölge halkı, yayla ve kışlaklara her yıl bahar aylarında toplu, uyumlu ve törenli göç ederler, sonbaharda da geri dönerlermiş. Göç zamanı yaklaştıkça halk arasında; göç zamanı ve göçer sayısı gibi durumlar konuşulur ve tarih belirlenir. Tüm hazırlıklar tamamlanır. Bir gün önceden haberleşilir. Sabahın alaca karanlığında yükler hayvanların sırtına yüklenir. Hayvanlar sürülür. Göçe katılanlar birbirlerine; “Göç zamanıdır, haydi GÖÇEK” diye seslenerek yola koyulurlar. İşte bu 'Göçek' sözcüğünün sonradan köyün adı olduğu söylenir. Bu varsayım halk arasında en güçlü olanıdır.
Durulan yer anlamında DUR-AK, varılan yer anlamında VAR-AK, Yatılan yer anlamında YAT-AK, örneklerinde de olduğu gibi GÖÇEK kelimesinin göçülen yer anlamında GÖÇ kökünden –EK yapım eki ile türetilmiş bir kelime olması çok daha kuvvetle muhtemeldir.
Bu yörede yaşayan insanların “Burası bizim göçeğimizdir. (Göçek’imiz)”, “Göçeğe gidiyorum”, “Göçekten geliyorum” şeklindeki kullanımlarının bu bölgenin isminin GÖÇEK / GÖCEK olarak kalmasında etkili olmuş olması diğer bir varsayım olarak mantıklı ve akla yatkındır.
Bir karış boya gelmiş ekine GÖCEK denilir.
Bu Göcek adı için bir çıkış noktası olacağı gibi denizin karaya çok fazla girip saklandığı yere de Göcek denilmektedir. Halikarnas balıkçısının kitabında da bol bol Fethiye Göcek’i olarak bahsedilir.

Hiç yorum yok: